EMDR terapisi; travma sonrası stres bozukluğunun, depresyonun, anksiyete bozukluğunun, fobiler üzerinde etkili ve hızlı sonuç vermesi hedeflenen önemli bir psikoterapi yaklaşımı olarak karşınıza çıkar. Geçmiş zamanlardan bugüne kadar gelen travmaların kişi üzerinde yarattığı tüm olumsuz etkileri azaltarak, psikolojik problemlerin ve rahatsız edici sorunların tedavisinde kullanılan bir terapi yöntemidir. Hipnotik bir süreç olmamakla beraber, kişi bu travmatik anılar üzerinde çalışırken kendinde ve hep bilinç sahibidir. Ayrıca EMDR terapisinin her yaş grubunda kullanıma uygun olduğu da bilinmelidir.
EMDR terapisi (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) ya da Türkçe ismi ile ‘’Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi’’ olarak ifade edilir. Bu yöntem, bireylerin kötü ve rahatsız edici olan tüm yaşam deneyimlerinin sonucunda baş gösteren ve yaşamını olumsuz etkileyen rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bir terapi yöntemi olarak işe yarar.
Kötü yaşanmışlıkların sonrasında ortaya çıkan bazı duygusal sorunlar ve düşünsel, davranışsal sorunların iyileştirilmesinde etkili şekilde rol oynayan EMDR terapi yöntemi, bireylerin iki yarım küresinden uyarılması temel prensibine oturtulmuştur. Göz hareketleriyle yarımkürenin uyarılması sonucuna kişiye rahatsızlık hissi veren düşünce, duygu ve davranış şekilleri üzerine daha fazla yoğunlaşmak mümkün hale gelir. EMDR terapi ile rahatsızlıkların, problem yaratan duygu, davranış ve düşüncelerin ortadan kaldırılması mümkün hale gelir.
EMDR terapi, zihinde yer edinen kötü anıların, yaşanmışlıklara ait olan bilgilerin tekrar işlenmesini sağlayan bir sisteme sahiptir. Bu sayede bireylerdeki rahatsızlık verici ve kötü olan anıların ne olduğu tespit edilerek, bu sorunun tam olarak neden kaynaklı olduğu belirlenir ve bu bilgilerin yeniden işlenerek kötü anıların yerine iyi anılarla değiştirilmesi mümkün hale gelir. EMDR terapide, kişilerin sahip olduğu bu sorunlu duyguların, rahatsızlıkların, düşüncelerin, geçmişte yaşanan kötü anılardan kaynaklandığı savunulurken, diğer yandan bu anıların değiştirilmesi ile tüm bu rahatsızlıkların giderilebileceği belirtilir.
EMDR terapi yöntemi, 1987 yılında Amerikalı bir psikolog olan Dr. Francine Shapiro’nun göz hareketlerinin rahatsız edici düşüncelerin etkisini azaltabileceğini tesadüf bir şekilde keşfetmesi ile ortaya çıkmıştır. Shapiro, tesadüfen keşfettiği bu bilgiyi geçmiş yıllarda yaşanan travmatik olaylar ve kişiler üzerinde incelemiştir. Sonrasında başarıya ulaştığını gördükten sonra, bilimsel çalışmalarını yayınlamaya başlamıştır. EMDR terapi, ortaya çıkmasından sonra terapistler ve araştırmacılar tarafından geliştirilerek bugünkü formatına ve işlevine kavuşması sağlanmıştır. Günümüzde ise EMDR terapi, birçok farklı terapi ekollerinin içerisinde yer alan etkili bir terapi yöntemi olarak dünyanın her yerinde rahatlıkla kullanılabilir.
EMDR terapisinin nasıl işlediğini tam manasıyla anlayabilmek için ilk olarak EMDR terapinin temelini oluşturan ‘’Adaptif Bilgi İşleme’’ modeline göre, beyinde bilgilerin nasıl işlediğini ve depolandığını kavramak şarttır. Bu modele göre bireylerin yaşadığı her bir yeni deneyimde, beyin bu bilgiyi işleyerek kullanılabilecek duruma getirir. Söz konusu deneyimlerle beyne giriş yapan düşünce, duygu, koku, ses gibi yeni bilgiler beyinde işlenmekte ve anı ağlarına bağlanarak beyin içerisinde bütünleşmesini sağlamaktadır. Bu sayede bu deneyimler ile alakalı öğrenme sorunsuz şekilde gerçekleşmektedir. Beyinde işlevsel hale getirilen ve öğrenilen bu bilgiler, gelecek zamanlarda herhangi bir anda kullanılmak üzere beyinde depolanmaya devam eder.
Adaptif Bilgi İşleme Modeline göre, kişilerin daha önce yaşadığı travmatik olaylar beyinde bilgi işleme süresini doğru şekilde işlememektedir. Travmatik deneyimler sonucunda, elde edilen tüm bilgiler beyinde işlenerek kullanılır hale getirilemez ve beyin içerisindeki anı ağlarına dahil edilmesi mümkün değildir. Bu bilgiler, anı ağlarına bağlanamadığı ve anlamlandıramadığı için herhangi bir öğrenme gerçekleştirilemez. Travmatik deneyimlere ait bilgiler düşünce, duygu, koku, ses ve duyum halinde ilk alındığı şekliyle depolanma fırsatı bulur. Bu durum sağlıksız sonuçlar ortaya koyabileceği için zaman içerisinde psikolojik problemlere yol açabilir. Travmatik olaylardan edinilen ve ilk günkü haliyle korunmaya devam eden bilgiler, bireylerin yaşadığı herhangi bir durum ile tetiklenirse bireyler yaşadıkları kötü anı tekrar yaşamış gibi olurlar.
EMDR terapi yönteminde danışanlara çift yönlü bir uyarım verilerek, zihinde yer alan kötü anılara şeffaf bir şekilde ulaşmaya çalışır. Verilen bu çift yönlü uyaranlar göz hareketleri, kulaktan sesli uyaran ya da dokunsal uyaran şeklinde verilebilir durumdadır. Uyaran verme işlemi, EMDR’nin temelini oluşturur. Beyne verilen bu uyaranlar sayesinde, beynin içerisinde yer alan iki yarım küre arasında bir geçiş sağlanmış olur. Dolayısıyla kötü deneyimlerden kaynaklanan ve beyinde yer edinen anılara daha kolay şekilde ulaşmak mümkün hale gelir. Kötü anılara ulaşma işlemi tamamlandıktan sonra, bu anıların yerine olumlu anıların konulması işlemi gerçekleşir. Bu sayede bireylerin kendilerini güvende hissettikleri ve daha güçlü oldukları düşünce ve bilgiler ortaya çıkma fırsatı yakalamış olur.
EMDR yöntemi, danışan bireyin bilinci tamamen açıkken uygulanan bir terapi yöntemidir. Terapi sürecindeki ilk aşama ise bireylerin olumsuz izlere sahip olan bir anıyı beyninde yeniden canlandırması ve çift yönlü bir uyaran vermesidir. Söz konusu olan bu uyaranlar, gözleri sağa ve sola hareket ettirerek, kulaklıkla ses verilerek ya da danışanların ellerine titreşim verilerek dokunma şeklinde gönderilir. Kişinin zihinden canlandırılan bu anılar ve verilen uyaranlarla birlikte bireylerin hangi duyguları hissettiği üzerinde yoğunlaşmak kolaylaşır. Bu aşamadan sonraki atılması gereken adım ise, anıların tekrar işlenerek kötü anıların yerine olumlu bilgilerin konulması şeklindedir. Bu sayede kişilerin rahatsızlıkları tedavi edilmiş olur. Aynı zamanda gelecek zamanlarda bu rahatsızlıklardan kaynaklı herhangi bir sorun yaşamaları engellenmiş olur.
EMDR terapi uygulanırken, kişi belli aşamalardan geçilir. Bu aşamalar danışanın geçmişi sorgulaması, terapiye hazırlık aşaması, değerlendirme aşaması, duyarsızlaştırma, yerleştirme aşaması, beden tarama, kapanış ve yeniden değerlendirme olarak sıralanabilir.
Terapi aşamaları bittiğinde, kişinin geçmişte yaşadığı travmatik ve kötü olayların bugünkü düşünce, duygu ve davranışlar üzerindeki etkisi çok büyük ölçüde kaybolur. Yeniden değerlendirme aşaması ile bu değişimin kişi üzerinde kalıcı olup olmadığı kontrol edilmiş ve söz konusu değişim değerlendirilmiş olur. Bu sayede terapi sürecinin gelecekle alakalı olan kısmına adım atmak için herhangi bir engel kalmamıştır. Gelecekle ilgili kısımda bireylerin travmatik anılar sonucunda verdiği tüm olumsuz tepkiler olumluya çevrilir.
EMDR, travma, panik bozukluk, depresyon, kaygı bozuklukları, yas, fobiler, yeme bozuklukları, stres kontrolü, takıntı, migren, bağımlılıklar, cinsel/fiziksel taciz vakaları, cinsel işlev bozuklukları ve kişilik bozukluklarında etkili bir tedavi yöntemidir.
EMDR yöntemi ile geçmişte yaşanan tüm kötü ve travma yaratan olayların duygu, düşünce ve davranışlar üzerinde yarattığı etkilerden kurtulmak için Teta Clinic farkını deneyimleyebilirsiniz. Teta Clinic, söz konusu bireylerin sağlığı olduğunda, her zaman üst düzey kalite standartlarında ve gelişmiş teknolojiyi kullanarak etkili tedavi ve terapi yöntemlerine imza atar. Uzun yıllardan süregelen bu tecrübeyi deneyimlemek ve sağlığınız için etkili bir adım atmak için web sitemizde yer alan iletişim numaralarını kullanarak hemen alanında uzman kadromuza ulaşabilirsiniz. Teta Clinic, söz konusu kalite, güven ve huzur ortamında sağlık odaklı gelişim göstermek olduğunda her an yanınızda olmaya devam ediyor.